| Köprüden önce son çıkış 
 
                    
                     Taksim Platformu sözcüsü Korhan Gümüş  İstanbul  BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı  Kadir TopbaÅŸ'ı baÅŸkanı olduÄŸu Dünya BirleÅŸmiÅŸ Kentler ve Yerel Yönetimler  BirliÄŸi'ne (UCLG) ÅŸikayet etti. Gümüş'ün mektubunu aÅŸağıda bilgini                      Taksim Platformu sözcüsü Korhan GümüÅŸ  Ä°stanbul  BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı  Kadir TopbaÅŸ'ı baÅŸkanı olduÄŸu Dünya BirleÅŸmiÅŸ Kentler ve Yerel Yönetimler  BirliÄŸi'ne (UCLG) ÅŸikayet etti. GümüÅŸ'ün mektubunu aÅŸağıda bilginize sunuyoruz.   Sayın Kadir TopbaÅŸ,   Dünya BirleÅŸmiÅŸ Kentler ve Yerel Yönetimler BirliÄŸi (UCLG) BaÅŸkanı Sizinle görüÅŸmek için defalarca talepte bulunduk. Ama ne yazık ki olumlu yanıt alamadık. Bu nedenle ve baÅŸka bir çaremiz kalmadığı için sizi, baÅŸkanı olduÄŸunuz Dünya BirleÅŸmiÅŸ Kentler ve Yerel Yönetimler BirliÄŸi'ne (UCLG) ÅŸikayet ediyor, ÅŸahsınıza iletemediÄŸimiz görüÅŸlerimizi aÅŸağıda sunuyoruz.   1. Farklı kamu yararlarının temsil edildiÄŸi ortak yaÅŸam alanı olan ÅŸehirle ilgili kararlar konusunda katılımcı bir anlayışla fikir üretenleri ve düÅŸüncelerini ifade edenleri çoÄŸu zaman siyasal hasımlar olarak görüyor ve dışlıyorsunuz.   2. Yakın çevrenizde yer alan ayrıcalıklı kiÅŸilerin projeleri kendi tekellerine almasına, düÅŸünce üretiminin ve yenilikçi deneyim fırsatlarının önünün kapatmasına seyirci kalıyorsunuz. Dolayısıyla yönetiminizin sergilediÄŸi müteahhitlik mantığı ve çıkar amaçlı katılım modeli İstanbul'a dar geliyor.   3. İtirazların arkasında siyasal nedenler olduÄŸunu düÅŸünüp projeleri tartışmaya, katılıma ve rekabete açmaktan kaçınıyorsunuz. Böylece İstanbul kamusal alanda yeni bir deneyim yaÅŸama, sorun çözme ve farklı çözümler üretme fırsatından mahrum kalıyor. Sorunlar, bir projeye karşı olma veya destekleme ikilemi içine hapsediliyor. Oysa böylesine yüklü bir mirasa sahip bir ÅŸehirde önemli kamusal projelerin tartışılması, farklı çözümlere ve katılıma açık olması gerekir. İstanbul, böylesine önemli bir deneyimden mahrum bırakılıyor. Kentsel dönüÅŸümle ilgili projeler kapalı kapılar ardında geliÅŸtirilerek çevrenizdeki inÅŸaat ÅŸirketlerine ihale ediliyor. Özellikle İstanbul gibi bir ÅŸehirde "eÅŸ dost iliÅŸkisi" içinde hizmet almak kamuoyu gibi sizi de rahatsız etmiyor mu?   4. İstanbul'un yerel yöneticisi olarak ÅŸehirle ilgili projelerin iktidarın talimatı ile kararlaÅŸtırılmasını onaylıyorsunuz. ÖrneÄŸin ÅŸehrin meydanı (Taksim) ile ilgili projeye bile BaÅŸbakan karar veriyor. Åžehirdeki imar hakları konusunda BaÅŸbakan'dan talimat alıyorsunuz. Bu yüzden ÅŸehirde demokratik bir katılım imkanı kalmıyor, planlama faaliyeti kapsayıcı ve sürdürülebilir olamıyor, imar ayrıcalıkları ile haksız kazançlar geliÅŸiyor. Åžehirle ilgili büyük projeler yerel ölçekte müzakere edilmeden ve yaratıcı süreçler harekete geçirilmeden kamuoyuna dayatılıyor.   5. Yaratıcı faaliyetler, ihale edildiÄŸi müteahhit ÅŸirketlere bağımlı olarak geliÅŸtirdiÄŸi için ÅŸehir yaratıcı enerjiden mahrum kalıyor, çok deÄŸerli kültür mirası örnekleri kötü restorasyon uygulamalarına alet oluyor. Åžehirde, çok iÅŸlevli yapıyı dikkate almayan fragmante bir yaklaşım hakim oluyor. Kamusal alanlar, meydanlar, müzeler, kültür merkezleri katılım gerçekleÅŸmediÄŸi için kötü yönetiliyor.   6. Mimarlık, planlama, tasarım gibi konular merkezi otoriteye endekslendiÄŸi için düÅŸünce üretimi ortak zeminini ve strateji geliÅŸtirme özelliÄŸini kaybediyor. Projelerde keyfilik ve tepeden inmeci yöntemler öne çıkıyor.   7. İstanbul'da kentsel dönüÅŸüm projelerinde uluslararası normlar çiÄŸneniyor. Yerel yöneticiler yatırımcılarla iÅŸbirliÄŸi yaparak temsil gücü zayıf semtlileri yerinden ediyor. ÖrneÄŸin Sulukule'de ÅŸehrin karakteristiklerinden biri göz göre göre ortadan kaldırılıyor. Sizse, ÅŸehrin deÄŸerlerinden birinin yeniden keÅŸfedilmesini ve canlanmasını saÄŸlayacak adımları atmak yerine, insanların yerinden edilmesine seyirci kalıyorsunuz.   8. Mimarlar, araÅŸtırmacılar, plancılar, sosyal hizmet uzmanları müteahhitlere bağımlı çalışmak zorunda kalıyor. Yönetim önce inÅŸaat ÅŸirketleri ile anlaşıyor, sonra planlar, projeler hazırlanıyor. Bilgi yönelimli bir süreç baÅŸlatmak yerine ÅŸehrin yalnızca piyasa aktörleri ile dönüÅŸtürülmesine seyirci kalınıyor. Böylece kamusal müdahalelerin mantığı ortadan kalkıyor ve ÅŸehir inÅŸaat önceliÄŸine teslim ediliyor. Ve bu durum, açık bir insan hakları ihlali anlamına geliyor.   9. Bunun sonucunda sanat, mimarlık, tasarım, planlama, araÅŸtırma gibi faaliyetler, üst sınıfların eriÅŸimine sunulan, büyük sermayenin hizmetinde olan faaliyetler olarak geliÅŸiyor. Kamu yoksul insanların bu hizmetlere ulaşım hakkını destekleyici deÄŸil, engelleyici bir görev görüyor. Böylece imar kuralları, kültür mirası normları, yoksulları dışlayıcı, güç sahiplerini kayırıcı bir özellik kazanıyor. Tarlabaşı, Süleymaniye, Ayazma gibi yerlerde insanlar on yıllarca yaÅŸadıkları mahallelerinden kazınıyor.   10. İstanbul'un yönetimine talip olduÄŸunuzda "Dünya Kenti İstanbul Programı" baÅŸlığı altında bizim için çok önem taşıyan sözler vermiÅŸ, vaatlerde bulunmuÅŸtunuz. Kamuoyuna, yönetiminizin temel ilkesinin açıklık, ÅŸeffaflık ve katılımcılık olacağını açıklamıştınız. Sivil toplum kuruluÅŸlarının sürekli katılımını ve katkısını alacağınıza, İstanbul'da katılımcı ve demokratik bir yönetim oluÅŸturacağınıza, Avrupa BirliÄŸi, Avrupa Konseyi, Avrupa Yerel Yönetimler Åžartı ilkeleri ile uyumlu, ÅŸeffaf bir yönetim sergileyeceÄŸinize, planları müzakere ile hazırlayacağınızı, farklı öncelikler arasında bir uzlaÅŸma ve etkileÅŸim saÄŸlayacağınıza, çok sektörlü, çok taraflı, çok katmanlı kurumlar oluÅŸturacağınıza söz vermiÅŸtiniz. Aday olduÄŸunuz zaman verdiÄŸiniz sözlere, taahhüt ettiÄŸiniz ilkelere uygun davranmadığınızı üzülerek belirtmek zorundayız. Programınızda söz verdiÄŸiniz halde, Metro Köprüsü, Taksim ve Sulukule gibi önemli konularda karar alırken projeleri katılıma açmıyorsunuz, ÅŸeffaflık içinde geliÅŸtirmiyorsunuz, ÅŸehrin yaratıcı enerjisini harekete geçirmiyorsunuz. Bu nedenle İstanbul'un sosyal ve doÄŸal kaynakları iyi yönetilmiyor. Sizi bu konulardaki politikalarınızı gözden geçirmeye davet ediyoruz. Bundan böyle yerel ve uluslararası STK platformlarında icraatlarınızın izleyicisi olmaya devam edeceÄŸimizi belirtiyoruz. GeçmiÅŸteki hatalara yenilerini eklemeyeceÄŸinizi ve hala baÅŸarılı bir siyaset sergilemek için adımlar atılmasını isteyeceÄŸinizi ümut ediyoruz. 
 
 |